Nostalji – 7 Kiremit Oyunu

Mahalle aralarında tozla, neşeyle ve çocukluğun o saf heyecanıyla yoğrulmuştu bizim “7 Kiremit Oyunu” maceramız. Aslında ortada 7 kiremit bulmak bazen zor olurdu. Hele o zamanlar her şey bu kadar kolay bulunabilir değildi. Ama biz her koşulda bir çözüm bulurduk. Çevrede bulduğumuz taş parçaları, eski fayans kırıkları, ne bulduysak kiremit niyetine kullanırdık. Oyun dediğin zaten böyle yaratıcı olduğunda daha eğlenceli olurdu.

O dönemin en keyifli anlarından biri, oyunun nasıl bir grup enerjisiyle oynandığıydı. Kızlı erkekli hep birlikte sahaya çıkar, bazen karışık takımlar kurardık, bazen de kızlar bir grup erkekler bir grup olurdu. Şahsen, işte böyle durumlarda hep kızları seçerdim, belki de bana göre daha eğlenceli, daha uyumlu oldukları içindi. O zamanın arkadaşlıkları, oyun sırasında bile beliren dayanışması, birbirine kenetlenme hali farklıydı.

Oyun, iki grup arasında geçerdi ve her iki takım da kazanmaya hevesli olurdu. İlk hedefimiz, o 7 taş parçasını bir kule gibi üst üste dizmekti. Ama asıl heyecan, rakip takımdan birinin taşların arkasına geçmesiyle başlardı. Topu alır, hedefimizi belirler ve bütün kuvvetimizle fırlatırdık. Vurulduğunda herkes aynı anda kaçışırdı!

Vurulanlar tekrar oyuna dâhil olmadan, bizim takımdan biri tüm taşları yeniden dizmeye çalışırdı. Eğer o 7 parçayı tamamlarsak, zafer bizim olurdu ve skoru 1-0 yapardık!

Tabii ki işler her zaman kolay olmazdı. Rakip takım bizim taşları tekrar dizmemize fırsat vermeden bizi yakalamaya çalışırdı. Hele bir de hızlı bir rakip varsa, işin rengi değişirdi. Ama biz inatla koşar, tekrar dizmeye çabalardık. Çünkü oyun esnasında hissettiğimiz coşku ve başarı duygusu her şeye değerdi.

“7 Kiremit Oyunu” sadece bir oyun değildi, adeta çocukluk ruhumuzun en temiz, en neşeli yansımalarından biriydi. Koşarken hissettiğimiz özgürlük, kazanma hırsı, takım olmanın o sıcak duygusu… Tüm bu anılar, şimdi düşündüğümde beni gülümseten özel anılar haline geldi. Ve sanırım o günlerin masum neşesi hâlâ içimizde bir yerlerde, her taşın altına bakma merakımızda, her maceraya atılma cesaretimizde yaşıyor.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Selam, ben Yalçın. Aksaray Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Şu anda GetirBüyük deposunda Vardiya Amiri olarak çalışmaktayım.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir