- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Merhaba, siz hiç aşık oldunuz mu? Böyle deliler gibi, sabah akşam birini düşünüp durdunuz mu? Veya nasıl aşık oldunuz. Sokakta yürürken, cafe de otururken, uçak veya otobüs yolculuğunda, sosyal medyada veya herhangi bir online oyunda birisine aşık oldunuz mu? Şöyle bir düşünürsek bence hepsi olabilir. Peki ya online bir oyunda birisinin sesini duyup / duymadan ona aşık olma ihtimaliniz var mı? Çok düşünmenize gerek yok. Evet binde bir ihtimalle de olsa mümkün. Öyle şey mi olur saçmalama dediğinizi duyar gibiyim.
Evet ilk başta bende olumsuz düşünmüştüm. Yahu online bir oyun oynuyorsun ve birisine aşık oluyorsun. Aşk böyle bir şey işte. Aşk insanın yapısını değiştirtir, aşk ruhunuzu, bedeninizi ele geçirir. Aşık olduğunuz zaman kendinizi farklı hissedersiniz. Sanki bakımsız bir erkek yada kadın gibi. İnsan aşk dönemlerinde kendini olgun, büyümüş, gelişmiş biri olarak görür. Aşk insanın ruhsal yapısını da değiştirir. Ama en kötüsü de hiç bir şey görmez. Etrafına hiç bakmaz, hep dümdüz ilerler. Hiç kimsenin sözünü dinlemez. Ama ileride çok pişman olur.
Ben “aşk”ı hiç sevmedim. O da beni sevmedi sanırsam. Hiç inanmadım, güvenmedim. Yapmacık geldi çoğu şey. Belki yaşamadığımdan dolayı böyle düşünüyorum. Benim sevgilerim sadece sevgi olarak kaldı.
Aşık Olmak
Ne diyordum, he oyundan birisine aşık olmak. Evet böyle bir insanı biliyorum. Hatta bilmiyorum tüm detaylarına kadar tanıyorum. Bir insan bir insanı oyundan bile tanıyıp yıllarca sevebiliyor. Samimi olduktan sonra telefonda saatlerce konuşuyor, mesajlaşıyorlar. Hatta biraz daha ilerleyip hediyeler gönderiyor. Çok değer veriyor, çok seviyor, deliler gibi gözü hiçbir şey görmüyor.
Çevresinde o kadar insan varken oyundan tanıdığı birine aşık olup onunla hayatını birleştirmek istiyor. Sürekli onu anlatıyor, onunla ilgili anıları paylaşıyor içini döküyor bir nevi. Ama sadece bunu bir insan yapıyor. Seven insan. Sevilen insan bundan bi’ habersiz monoton bir şekilde ölü gibi hayatını sürdürüyor ve oyununu oynamaya devam ediyor. Sevilen taraf bir adım atsa seven insan her şeyinden vazgeçip ona gidecek ama sevilen insan bunun farkında değil.
3 yıl yanlış duymadınız evet, 3 yılda bir çok şey yaşanıyor bir sürü şey oluyor. Seven ve sevilen taraf hayatlarında bir çok olumsuz şeyle karşılaşıyor. Seven taraf bunlar ile başa çıkabilip her şeyi olumlu yapmak için elinden geleni ardına koymuyor. Her türlü fedakarlığı yapıyor. Ama sevilen taraf tepki bile vermeyince o sevgi, o aşk gün gün ölüyor. En yakın arkadaşından yardım alıyorsun içini döküyorsun, belki ağlıyorsun zar zor bir şeyler anlatıyorsun, belki rahatlıyorsun oh be diyorsun derdimi anlatabildiğim birisi var beni anlıyor yanımda duruyor destek oluyor en azından bir süre de olsa unutturuyor.
Günlerce saatlerce hatta aylarca dil döküyor bu arkadaş. Umut bağlama, yapma bitir artık. Artık sana yar olmaz dedikçe bir umut bekliyor seven taraf. Demiş ya büyük üstat Neşet Ertaş “Aşk biterse yorulur insan.”
Bu insan 3 yıl boyunca çok yoruldu, çok eziyet çekti, çok uykusuz kaldı, çok sigara içti dertlendi, hastanelik bile oldu. Çevresinde ki ve çalıştığı yerdeki insanlar sürekli dalga geçercesine sevdiği kişiyi sorar oldu. Sustu, hep olumlu tarafından baktı. Saatler boyunca elinde telefon bir tane mesaj bekledi. Olmadı. Belki aradığı aşkı da bulamadı ama en sonunda anladı. Neyin ne olduğunu gördü. Her şeyin farkında artık. Bu hayattan çok şey istemedi. Sadece mutlu sevilmeyi ve aşk’ı istedi. İkisi de olmadı. Sadece gönlü viran oldu. Pişman oldu. Olan gül gibi geçen 3 yılına oldu.
İki Çift Lafım Var
Sevilen kişi, bu yazıyı görüp okuma ihtimalin binde bir ama ben yine de sana bir kaç şey söylemek istiyorum;
Bir mesaj atmak çok mu zordu. Günde bir kere o lanet olası uygulamaya girip bir kaç şey yazıp seni seven insanı mutlu etmek yerine neden mutsuz ettin de kendinden soğuttun. Sen çok sevgisiz bir insansın. Sana verilen değerlerin sevgilerin ucu bucağı yokken sen gözleri kapattın hiçbir şey görmek istemedin. Aşktan korkmuş olabilirsin. Ama senin yaptığın insanlığa layık bir davranış değil.
Bilir misin sevilen kişi büyük üstat Neşet Ertaş’ın bir sözü vardır;
“Gönül kimi severse, aşk onda güzeldir, gönlünün eşini bulan gârip değildir” bunu her seviyorum, aşığım, ölürüm, biterim diyen kimse yapmaz, yapamaz. Gönlüne, ömrüne güvenen ve inanan aşıklar yapar. Emin ol seni seven kişi her şeye inanıp bu yola çıkmıştı. Sen o gönlüde, ömrü de, güveni de aşkı da yakıp yıkıp kül ettin. O küller bir daha birleşmemek üzere etrafa savruldu ve dağıldı gitti.
3 yorum
Bu dünyadan nice yaralı yürekler geldi geçti. Çifte kumru misali mutlu çiftlere imrendi ve ağladı. Kabristanlar böyle gözü arkada kalan talihsiz insanların, o yalnız kalplerin yattığı mekânlardır. Eğer talih onların da yüzüne gülseydi, ne güzel severlerdi!
Teşekkürler
süper anlatmışsınız